CÜZ’İ İCRA

İcra takibinde borçlunun karşısında bir veya birkaç alacaklı bulunuyor ve borçlunun malvarlığına dahil olan şeylerden bir veya birkaçı cebri icranın konusunu oluşturuyorsa bu halde cebri icra çeşitlerinden cüz’i (ferdi) icranın söz konusu olduğu söylenecektir.

Cüz’i icra kendi içinde üçlü ayrıma tabi tutulmaktadır:

İlamlı İcra:

İcra ve İflas Kanunu’nun 24-41. maddeleri arasında düzenlenen ilamlı icra yolu, mahkeme kararı uyarınca hükmedilen hakkın yerine getirilmemesi durumunda hakkı ihlal edilen tarafın icra dairesine başvurarak mahkeme ilamının zorla yerine getirilmesini talep edebilmesi olarak tanımlanmaktadır.

İlamlı icra yolunda icra dairesi tarafından hazırlanan icra emrinin borçlu tarafa tebliği ile öngörülen yasal süreler içerisinde borcun yerine getirilmesi hususu ihtar edilir. Borcun Yasa’da öngörülen süreler içerisinde ifa edilmemesi halinde ise yine Yasa’da öngörülen şekillerde zorla yerine getirilmesi sağlanır.

Bu prosedür bakımdan cebri icraya konu edilen talep yönünden daha önce yargılama yapılmak suretiyle karar verildiğinden borçlunun kural olarak takibe itiraz ederek icra takibini durdurması imkanı bulunmamaktadır.

İlamsız İcra:

İcra ve İflas Kanunu’nun 42-144. maddeleri arasında düzenlenen ilamsız icra yolu sadece para ve teminat alacakları için öngörülmüş olmakla bu takip yoluna başvuran alacaklının, takip konusu alacağının mahkeme kararı ile hüküm altına alınmış olması aranmamaktadır.

Yasa’da düzenlenen ilamsız icra takipleri;

  1. Genel Haciz Yolu ile Takip (m.46-144/a)
  2. Abonelik Sözleşmelerinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takip (ASKATK, m.1-9)
  3. Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu ile Takip (m.167-170/b)
  4. Kiralanan Taşınmazların Tahliyesi Yolu ile Takip (m.269/276)

Para ve teminat alacaklarının yanında kira bedelinin ödenmemesi veya kira süresinin sona ermesi durumunda (tahliye taahhüdünün mevcudiyeti halinde) kiralanan mecurun tahliyesi için de başvurulabilen ilamsız icra takibinde, borçluya aleyhine yürütülen icra takibine karşı itiraz etmek suretiyle takibin devamına ve sonuçlanmasına engel olma imkanı tanınmıştır.

Rehnin Paraya Çevrilmesi Yolu ile Takip:

Yasa’da  sayılan istisnalar dışında, kural olarak, rehin yolu ile teminat altına alınmış alacakların tahsili için doğrudan ilamlı/ilamsız icra yollarına ya da iflas yoluna başvurulması mümkün değildir.

Bu alacak çeşidinde rehin alacaklısı için önce rehnin paraya çevrilmesi yoluna müracaat zorunluluğu öngörülmüş olmakla burada yürütülen cebri icra öncelikle alacağın teminatı olarak gösterilen rehnedilmiş mal üzerinde yürütülmektedir.

İcra ve İflas Kanunu’nun 145-153/a. maddeleri arasında düzenlenen rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takipte rehin alacaklısı, borç vadesinde ödenmediğinde, rehnin satılmasını ve satıştan elde edilen bedelden alacağının ödenmesini talep edecektir. Satıştan elde edilen bedelin alacağın tamamını karşılamaması durumunda ise kalan kısım yönünden diğer takip yollarına başvurarak alacağını tahsil etme imkanı devam etmektedir.

KÜLLİ İCRA

İcra ve İflas Kanunu’nun 154. ve devamı maddelerinde düzenlenen ve sadece iflasa tabi borçlular yönünden başvurulabilen külli icra (toplu icra, iflas) yolunda, cebri icranın aksine, borçlunun karşısında tüm alacaklıları bulunur ve takibin konusunu borçlunun tüm malvarlığı oluşturur.

Bu takip yolunda kural olarak tüm alacaklıların alacakları eşit kabul edilmekle birlikte bazı alacaklıların rüçhan haklarının bulunduğu öngörülmüştür.

İflas takibinde müflisin bütün malvarlığı satılarak elde edilen para ile bilinen tüm borçları ödendikten sonra artan bir para olursa borçluya verilir.

Borçlunun malvarlığının alacakları tam olarak karşılamaması ihtimalinde ise para, Yasa’da belirlenen şekilde alacaklılar arasında alacakları oranında (garameten) paylaştırılır.

İhtiyati Haciz:

İcra ve İflas Kanunu’nun 257-268. maddeleri arasında geçici bir hukuki koruma tedbiri olarak düzenlenen ihtiyati haciz, alacaklının alacağına kavuşması için hem icra hukukunda hem de iflas hukukunda başvurabileceği önemli bir yoldur.

İhtiyati haciz sayesinde alacaklı, henüz kesin haciz talep edebilme hakkına sahip olmadan, borçlunun malvarlığı üzerine alacağını karşılayabilecek oranda haciz işleterek borçlunun mal kaçırmasının önüne geçebilmektedir.

Bu içerik yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımaktadır ve hukuki tavsiye niteliğinde değildir. Yazıdaki bilgilerin kullanılmasından kaynaklanabilecek hiçbir sorumluluk kabul edilmemektedir. Kişisel durum değerlendirmesi için bir avukata danışılarak destek alınması önemle tavsiye edilir.